Adım Mehmet, 37 yaşındayım. Gebze taraflarında dededen kalma bir müstakil bir evde yaşlı annemle beraber oturuyorum. Bekarım.
Bu yaşta neden bekarsınız derseniz, felçli annemle yaşadığımdan evlenmeye bir türlü vaktim olmadı. 6 yıl önce bir trafik kazasına babam vefat etti, annemin ise malesef boynundan aşağısı felçli.
Ablam var, ama o da evli, 3 çocuklu ve Samsunda yaşıyor. O zamandan beri anneme ben bakıyorum.
Bakıyorum derken, tabi gündüzleri bakması için bir bakıcı tuttuk, sabah gelip, akşam ben gelince gidiyordu. Ve bu zamana kadar birkaç tane bakıcı değiştirdik. En son geçen yıl Arife hanımı buldum. Arife hanım da oğlunun yanında kalan, 47 yaşında kapalı bir kadın. Kocası 2 erkek çocuktan sonra terketmiş gitmiş, 10 yıldır da ortada yok. Neyse Arife hanım 7 aydır anneme bakmaya sabah gelip akşam gidiyor...
Bir sabah geldiğinde bir baktım elinde bir valiz vardı, ama işe geç kaldığımdan birşey sormadan işe gittim. Gerçi o da birşey söylememişti. Neyse, akşam geldiğimde Arife hanım evde oturuyordu. Selamlaştıktan sonra, “Mehmet bey, birşey diyeceğim, kabul ederseniz çok sevinirim, kabul etmezseniz de başımın çaresine bakmam lazım...” dedi. “Söyle Arife hanım?” dedim. “Eğer kabul ederseniz ben bu akşamdan itibaren artık burada kalayım, gelinimle çok kötü atıştık, oğlum olacak hayırsız da gelinin ağzına baktı, resmen evden attılar beni, başka da gidecek yerim yok!” dedi.
Aslında benimde işime gelirdi, sabahları Arife hanımın gelmesini beklemeyecektim, akşamları ise evde durmama da gerek yoktu, arkadaşlarla takılabilecektim, zira akşamları mesaiye kalmıyordum. Hemen, “Tabii olur, ne demek, ev müsait nasıl olsa, bir sürü kullanılmayan boş oda var, istediğin odanın birinde kalabilirsin!” dedim. Çok sevindi. Valizini, beğendiği odaya bıraktık. Mutfağı ve banyoyu da dilediği gibi, kendi eviymiş gibi kullanabileceğini söyledim...
O akşam yemekten sonra ben üzerimi değiştirmiş, eşofmanımı giymiştim. Birlikte TV seyrediyorduk. Arife hanım, “Müsadenle ben bir banyo yapayım, çay demleniyor, banyodan çıkınca içeriz.” dedi ve banyoya girdi. 20-25 dakika sonra banyodan bornozla çıkıp odasına giderken, ilk defa başı açık gördüm. Birkaç dakika sonra üzerinde gecelikle geldi, ama busefer yine başı örtülüydü.
Geceliği uzun etek gibi olmadığından beyaz bacakları ve kalçalarının hatları olduğu gibi ortadaydı. İlk defa dikkat etmiştim, vücudu hafif balık etinde, hafif basenli kalçaları, 1.70 civarında olan boyu ile oldukça güzel bir hat oluşturuyordu. Çayı getirip bardakları doldurduktan sonra, TV karşısında 3’lü koltuğa biraz daha rahat oturduğunda geceliğinin eteği biraz sıyrılmış, yan tarafından baldırları açılmıştı.
Aklımda bir kötülük yoktu, ama bakışlarım takılmıştı. Elimde olmadan gözlerim kayıyordu, tahrik olmuştum ve sikim sertleşmişti. Sigara paketimi getirmek için kalktığımda önümdeki oluşan çadır da Arifenin gözünden kaçmamıştı. Sigaramı alıp geldiğimde Arife hanım oturuşunu değiştirmiş, bacakları biraz daha ortaya çıkmış, geceliği kalçasına kadar açılmıştı...
Arife hanım çayını içtikten mutfağa gitti. Mutfakta birşeyler yapıyor olmalıydı ki, tencere tava sesi geliyordu. Bir ara bana seslendi, “Mehmet bey gelebilirmisin? Yardımına ihtiyacım var!” dedi. Mutfağa gittim, ama Arife hanım öyle bir duruyordu ki, mutfak dolabın üstündeki tepsiyi almak için ayak uçlarının üzerinde yükselip yukarıya uzanmış, tepsiyi almak için çekmiş ve o sırada tepsinin içinde tabakların olduğunu görünce, onları düşürmemek için kımıldamadan o pozisyonda kalmış. Tabii geceliği yukarı sıyrılmış, nerdeyse küloduna kadar görünüyordu.
Mecbur arkasına geçtim ve tepsiye uzanmaya çalıştığımda resmen kalçasına yapışmıştım ve sikim Arifenin kalça yarığına gömülmüştü. O an sikim daha da sertleşmeye başladı. Arife ise tabaklar düşmesin diye tepsiyi tuttuğu için pozisyonunu bozamıyordu. Ben de tepsinin içindeki tabakları tek tek alıp tezgaha koyuyordum, ama her uzandığımda, Arifenin götüne biraz daha abanıyordum. Son tabağı aldığımda Arifeyi iyice tezgaha yapıştırmıştım...
En son tepsiyi indirdim koydum tezgaha, fakat Arifenin arkasından çekilmedim, sikim Arifenin sıcacık kalça yarığına gömülmüş halde kaldım. İşin ilginç yanı, Arife de arkasından çekilmem doğrultusunda hiç bir girişimde bulunmuyordu. Aksine arkasını önüme bastırıyordu, hemde belirgin bir şekilde. Siker gibi biraz yukarı aşağı kerkindiğimde, Arifenin hafifçe, “Ohhh!” dediğini duydum.
Biraz daha kerkindim, bu sefer inceden inlemeye başladı. Yandan kulağının altına bir öpücük kondurdum ve fısıldayarak, “Yatakodama gidelim mi?” diye sordum. Titrek bir sesle, “Evet, çok ihtiyacım var!” dedi. Kucağıma aldığım gibi yatak odama götürdüm ve yatağa sırtüstü bıraktım. Eşofmanımın altını çıkarıp üzerine uzandım. Dudaklarımız buluştuğunda şehvet içinde öpüşmeye başlamıştık.
Bir elim bacaklarından geceliğini sıyırırken, diğer elim göğüslerini okşamakla ve sıkmakla meşguldü. Arife de benim külotumu bir an önce çıkarmak için aşağı sıyırıyordu. Ben de Arifenin külodunu çıkarıp kalçalarını okşayarak göbeğinden yukarı göğüslerine doğru çıktım. Arife kazık gibi olmuş sikimi eline almış sıvazlıyordu...
Arifenin üzerinde ters döndüm ve 69 pozisyonunda tertemiz amına yumuldum. Arife amını yüzüme doğru kaldırırken, benim sikim de Arifenin yüzüne dudaklarına çarpıyordu. Dilim Arifenin amının derinliklerine daldığında, Arife inlemelere ve Ohhlamalara başlamış, amı vıcık vıcık sulanmıştı. Arife dudaklarına sürten sikimi eliyle yakalamış, sikimin başını öpüp yalıyordu. Ben Arifenin amının dudaklarını emip, G-noktasını dillerken, Arife eliyle başımı amına bastırıyordu.
Bir an dizleri ile başımı sıkıştırıp titremeye başladı. Ağlar gibi inleyerek ve kasılarak orgazm oldu, amı sular içinde kalmıştı. Ondan sonra sikimi öyle bir emmeye başladı ki, ben de dayanamadım ve “Geliyorum!” dedim. Sikimi ağzından çıkardığında ben de fışkırmaya başlamıştım. Menilerim suratına, gerdanına ve göğüslerine bulaştı. Arife sikimi iki göğsünün arasına yerleştirdi ve iki eliyle göğüslerini sıkıştırdı, sikimi tost yaptı...
Göğüslerinin arasında biraz gidip geldikten sonra, dönerek yanına uzandım, başındaki eşarbını çözüp çıkardım ve yüzündeki döllerimi sildim. Arife de inmiş sikimi avucunun içine alarak yeniden ovmaya başlamıştı bile. Sikimi sıvazlarken, “Mmmhhh, bunu çok özledim!” diyordu. Bu arada ben de bir elimle pürüzsüz bacaklarını okşarken, bir elimle de çok iri olmayan ama dikleşmiş göğüslerini okşuyordum.
Dudaklarımız tekrar buluşup şehvetle öpüşürken, parmaklarım amının deliğini bulmuş ve parmaklamaya başlamıştım. Bir süre, orta 3 parmağımı amının deliğine sokup, baş parmağımla klitorisi ile oynarken Arife inlemeye ve beni üzerine çekmeye başladı. “Hadi gel, artık içimde istiyorum!” diye titrek sesle yalvarır gibiydi. Benim alet bu arada yeniden kazık gibi olmuştu.
Doğrulduğumda Arife bacaklarını ayırmış, arasına yerleşmiştim. Ayak bileklerinden tutup bacaklarını kaldırdığımda, sikim şişmiş ve kızarmış olan am dudaklarının arasında aşağı yukarı kayıyordu. Arife elini atıp sikimin başını amının deliğine yerleştirdiğinde, kayganlaşmış amı sanki sikimi içine çekecekmiş gibiydi...
Ben ağır ağır amına sokarken, Arife de kalçasını oynatarak yardımcı oluyordu. Yarısı girdiğinde artık dayanamadım ve bir anda yüklendim, hepsini birden kökledim. Arifeden kısık bir Ahhlama geldi. Doğrusu amının bu kadar da dar olacağını hiç tahmin etmemiştim. Arifenin ağzı açık kalmış, gözleri büyümüştü. Hareket etmeden biraz o vaziyette durdum. Sonra yavaş yavaş geri çekip tekrar yüklendim.
Bunu birkaç kez tekrarladığımda, Arifenin iki eli belime yapışmış, “Hızlı yap, daha hızlı! Kökleeeee!” diye inleyerek, beni her seferinde sertçe kendine doğru çekiyordu. Ben hızlı hızlı bastıkça, Arife, “Sokkkkk! Doldur içimi! Oooohhh, sokkkkk, ne güzellll!” diye inliyordu. 5-10 dakika hızlı hızlı git gel yaptım, sonra daha da hızlandığımda, ikimizin de inlemeleri hırlamaya dönüşmüş ve birbirine karışmıştı...
Birden Arife titremeye, bacaklarını ve amını kasarak beni içine kilitledi ve orgazm olmaya başladı. O anda ben de hırlayarak fışkırmaya başladım. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Arifeyle o gece sabaha kadar çeşitli pozisyonlarda 3 kere daha sikiştik. Şimdi akşamları beraber yatıyoruz, karı koca gibi olduk resmen. Ve iyi ki de hayırsız oğlu gelinine uyup ta Arifeyi evden kovmuş diye seviniyorum :)
Mehmet